KİTAPKÖŞE YAZILARISertaç Çelik

Edebiyatın İstanbul Hâli: Adnan Özyalçıner ile Belleğin İzinde

Sertaç Çelik yazdı...

Edebiyatın İstanbul Hâli: Adnan Özyalçıner ile Belleğin İzinde – Sertaç Çelik yazdı…

13 Aralık Cumartesi akşamı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve Kadir İncesu’nun yönettiği söyleşide Adnan Özyalçıner, edebiyatın İstanbul’daki izini kendi yaşam belleği üzerinden yeniden kurdu. TÜYAP’ta, Marmara Salonu’nda gerçekleştirilen bu buluşma, yalnızca bir yazar söyleşisi değil; İstanbul’un sokaklarına, insanlarına ve hatıralarına açılan sahici bir zaman yolculuğuydu.

Özyalçıner, söze çocukluğunu anlatarak başladı. Karagümrük’te doğduğunu, o mahallenin hayatında ve yazarlığında nasıl belirleyici bir yer tuttuğunu dile getirdi. Anlatısında semtler birer mekân olmaktan çok, karakter kazandıran yaşam alanlarıydı. Dar sokaklar, komşuluk ilişkileri, yoksullukla dayanışmanın iç içe geçtiği mahalle kültürü… Tüm bunlar, onun öykülerindeki insan sıcaklığının ve gerçekliğin kaynağını açıkça ortaya koyuyordu. İstanbul, Özyalçıner’in edebiyatında bir dekor değil; yaşayan, soluk alan bir hafıza olarak varlığını sürdürüyordu.

Söyleşinin en içten bölümlerinden biri, şair Sennur Sezer’le tanışma öyküsünü anlattığı anlardı. İki edebiyat insanının yollarının nasıl kesiştiğini, birlikte kurdukları hayatı ve edebiyatla örülü ortaklıklarını büyük bir sadelik ve sevgiyle aktardı. Bu anlatı, yalnızca kişisel bir hikâye değil; aynı zamanda bir edebiyat ahlakının da ifadesiydi.

Edebiyatın İstanbul Hâli: Adnan Özyalçıner ile Belleğin İzinde

Adnan Özyalçıner, dostlarını anarken ise edebiyatın bireysel bir uğraş olmanın ötesinde, kolektif bir hafıza olduğunu bir kez daha hatırlattı. Aynı masayı paylaştığı, aynı sokaklarda yürüdüğü, aynı hayalleri kurduğu isimler; onun anlatısında edebiyat tarihinin canlı tanıklarıydı. Her anı, Türkiye’nin kültürel ve toplumsal dönüşümüne açılan küçük bir pencere gibiydi.

“Edebiyatın İstanbul Hali” başlığı, bu söyleşide yalnızca bir tema değil, somut bir yaşantı olarak karşılık buldu. İstanbul, Özyalçıner’in anlatısında ne idealize edilmiş bir geçmiş ne de kaybolmuş bir masaldı. Tüm çelişkileriyle, yoksulluğuyla, direnciyle ve insan sıcaklığıyla yaşayan bir kentti.

Bu söyleşi, bize bir kez daha gösterdi ki Adnan Özyalçıner’in edebiyatı, hayatla arasına mesafe koymaz. Çünkü onun yazdıkları; yaşadıklarının, tanıklık ettiklerinin ve vazgeçmediklerinin doğal bir sonucudur. İstanbul da tam bu yüzden, onun metinlerinde hâlâ nefes alır.

Sertaç Çelik

Söyleşinin tamamı burada:

Duygusal Manipülasyonlar Öz Saygıyı Yok Ediyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir



Başa dön tuşu