KÖŞE YAZILARI

Sabahat Çıkıntaş’ın Mavi İçkinliği Ve Söylemi – Ruşen Eşref Yılmaz yazdı…

Sanatçı arkadaşım Sabahat Çıkıntaş’ın Barış Manço  Kültür Merkezi Galerisi’ndeki sergisini gezdim. Çok keyif aldım, derin duygulanım yaşadım düşünsel düzlemde. Sabahat, son döneminde fırçasını maviye adamış. Serginin başlığı “Mavi… Bir Renkten Daha Fazlası”

Uzamın her alanında devinen mavi rengin kuşatıcı atmosferi, olası bir dünyanın ışığını sürüyor alımlayıcısının bilincine, mekana  daha ilk adımınızı atar atmaz. Tam ortada  bir heykel görüyorsunuz. Giysiden yapılma ve tepeden tırnağa mavi. Serginin bir özeti sanki, anıtsal major ögesi. Sabahat sergi açılışında bu giysiyi üzerinde taşıyarak kendini sanatsal bir nesne kılmış; mavinin yetmediğini göstermiş. Heykelin üstünde  belirgin yapraklar var.  Doğayla kendini özdeşleştirme mi, belki. Yapıtları; arı, açık, yalın, ileti içeriğiyle varsıl…Resimlerden fışkıran mavi, duyusal bir dışavurumla haykırmak- haykıramamak arasında gelgitli titreşimlerle dolu. Mavi ile çevrili gerçekliği, elinin hep maviye uzanmasını, zaman içinde oluşan bilinçsel birikimlerin bir yansıması olarak görmek olanaklı. Döngüsel formlar enerji yoğunluklarıyla maviyi  devindirirken; “çokmavi” çokanlamlılık, dinginginlik, varsıllık, yatıştırıcı, erinç veren öteki ve  başka olanın imlerini de sunuyor. Ritimlerle oluşturulan  müzikal sürçsellik söz ve yazıya gelmeyen; “anlatılamaz olanın” saklı enerjisini oluşturmuş.

Sabahat Çıkıntaş'ın Mavi İçkinliği Ve Söylemi - Ruşen Eşref Yılmaz yazdı...
Fotoğraf: Ramazan Tunç

Sanatçı, kırmızı ve mavinin tonlarıyla  alışılmamış  kontast ilişiler kurarak şaşırtıcı armoniler yaratmıştır. Yaratılarının içsel özü; estetik kaygıyı gözardı etmeden, resminin ana dinamiğini oluşturan formlarla, görüngü dünyası ve içsel dünyasının çatışkılı karmaşıklığı arasında kurduğu dengedir. Bu tutumu, bir anlamda; içkin olanın ontolojik serüvenidir,  ancak özdeşleyimle, kendisiyle ortak bir yan bulup bağ kuranlarca anlaşılabilir.

Yapıtların arasında dolaşırken, Picasso’nun şu sözünü anımsadım: “Frontal ormanına gider gezerim,  gözlerim yeşil dolar. Sonra atölyeme döner yeşil kusarım…”
Sabahatın resimlerinden fışkıran mavi hangi esinlenmenin sonucudur?

Yeryüzünden geçerken, mavi rengin bir nesneye indirgenemez çokluğunda bu yanıtı aramak gerekir kanımca…

Ruşen Eşref Yılmaz

Sabahat Çıkıntaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu