KÖŞE YAZILARIMustafa Günen

Kavranamayan Kavramsal Sanat! – Mustafa Günen yazdı…

‘Doğrularını takdir etmediğiniz kişilerin yanlışlarını eleştirme hakkınız olmaz.’

Saygıdeğer sanatseverler önceki yazımda sayın Bedri Baykam’ın boş çerçeveleri üzerinden kavramsal sanatı irdelemeye başlamıştım. Yazımı okuyanlardan düzeyli ve objektif bir yaklaşım olduğuna ilişkin çok olumlu yorumlar aldım. Hepsine teşekkür ediyorum . Ben bütün yazılarımda herhangi bir eylem veya düşünceleri yorumlarken  Doğrularını takdir etmediğiniz kişilerin yanlışlarını eleştirme hakkınız olmaz ilkesi ile hareket  ederim. Sayın Baykam, doğrularının arkasında duran ve bu konularda aktif mücadele veren biridir. Eylemlerindeki yöntem ve düşüncelerinin çoğuna katılmadığımı ve eleştirdiğimi daha önce de söyledim. Ancak doğrularında mücadeleci olmak her sanatçıda olması gereken bir tavırdır.

Yabancı müziğe Türkçe söz yazarak icra etmek!

Aslında benim boş çerçeveleri konu etmemin nedeni, ne yapılırsa kavramsal sanat olamayacağına ilişkin iyi bir örnektiler o kadar. Neticede sayın Baykam da Türk ressamlarının neredeyse tamamının yaptığı gibi Batı ekollerini izleyerek eser üretiyor. Böyle olunca da sanatçılarımız, orada yapılan tüm sanatsal çalışmaları doğru kabul edip eserlerinde uygulamakta bir yanlış görmüyorlar. Ancak bu eylemin amiyane bir tabirle yabancı müziğe Türkçe söz yazarak icra etmekten pek farkı yoktur. Her neyse konumuza dönelim

Marcel Duchamp pisuvarAynı kavramda aynı objeyi çoklu olarak sergilemek başka sanatçılarda da rastlanabilen bir olaydır. Hatta kavramsal sanatın esin kaynağı olan ünlü sanatçı Marcel Duchamp ta da böyle bir olay görülmüştür. Aşağıda ilgili linkini verdiğim yazıyı okuyun.

Duchamp’ın pusuar adlı orginal eserinin Pasadena Sanat Müzesinde sergisinden sonra birçok galeri ve müze yoğun ilgi göstermiş ve bu sebepten Duchamp orjinal eserin kopyalarının yapılmasına izin vermiştir. 1964 yılında Galeri Schwarz, Milan ‘Pusuar’ın’ sekiz adet kopyasını orjinal eserin fotoğraflarından yapmış ve bunlarda Duchamp tarafından imzalanmıştır. (Sophie Howarth (Nisan, 2000, Jennifer Mundy tarafından ağustos  2015 gözden geçirilmiş.)  http://www.tate.org.uk/art/artworks/duchamp-fountain-t07573/text-summary

Yoruma geçmeden önce şunu belirteyim Duchamp İlk pisuvarını 1917 sergiledi aynı pisuvarın kopyalarını ise 1964 te bir şekilde ikna edilerek izin vermiş ve imzalamış! Eğer bunun yanlış bir şey olmadığını düşünseydi aradan geçen kırk küsur yılda bir şehire yetecek kadar pisuvar imzalardı. Ancak Böyle bir gelişme yok.

Kavranamayan Kavramsal Sanat

Kavramsal sanat 02Gelelim olayın yorumuna. Bu eylemin kendi için de benim kavranamayan kavramsal sanat ifademe uyan iki unsur var. Birincisi; yeniden yapılan pisuvarların 1917‘de sergilenen ile tıpatıp aynısının yaptırılma düşüncesidir. Oysa kavramsal sanatta sergilenen objenin önemi ve değeri yoktur. Ona yüklenen kavram, ifade ya da  temsil ettiği düşünce önemlidir. Hatta o kadar ki, aynı kavramı farklı onlarca hazır objelere de yükleyip sergileyebilirsiniz. Onun için Duchamp‘ın pisuvarındaki ifade, üretilmiş bütün pisuvar çeşitlerini  kapsar. İlkinin aynısı olması gerekmez.  İkincisi; Duchamp‘ın pisuvarının çoklu olarak aynısını yapmanın  arkasında sanat kaygısı amacı yoktur. Bu çok açıktır. Onlar talep üzerine üretilmiş ticari objelerdir.

Burada şu vahim yanlışı düzeltelim. Bir kere çoklu pisuvarlar yaptırmak kopya değil, Mükerrerdir (Tekrar edilmiş, yinelenmiş) Kopya: Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtıdır. Bu önemli bir farktır. Çünkü aynı kompozisyona sahip sanatta birebir tekrar olmaz. İlkinin dışındaki tekrarlar ya imitasyondur ya da sahtedir. Eğer yapan ilkini yapanla aynı kişiyse, hangi gerekçe olursa olsun iyi niyet aranmaz. Hele sanat hiç yoktur.

Şurası pek düşünülmüyor, kavramsal sanatta kullanılan objeler hazır yapım nesneleri oldukları için orjinallik sorunu vardır. Bunu şöyle örnekleyeyim; resim veya heykel gibi sanat eserleri kırılırsa, yırtılırsa yanıp kül olursa o eser zarar görür ya da yok olur. Kavramsal sanat objesine yani çerçeveye pisuvara ne olursa olsun ondaki kavram zarar görmeyeceği için bir şey olmaz. Sanatçı aynı nesneden bir tane daha imzalar yerine koyar, mükerrer (tekrardır) ama değişen bir şey olmamış olur. Bu durum kavramsal sanatta bir handikaptır. Bir sanat eseri birebir asla tekrarlanamaz tekrarlanırsa sanat objesi olmaktan çıkar. Hele bu nesneler kavramsal sanat katagorisinde sunuluyorsa, bunların bütün tekrarları asıl statüsüne geri döner. Yani tuvaletlerdeki pisuvar neyse, müzedekiler de odur.

Burada Duchamp‘ın pisuvarları imzalıdır diye itiraz edenler olabilir. Ancak eser tekrarları orjinal değildir. Onlar en iyi ihtimalle reprodüksiyondur veya sahte durumundadır. Bu yüzden kavramsal sanat objeleri hangi gerekçe ile olursa olsun birden fazla olmamalıdır. Bu kapı açılmamalıdır. Açılırsa ne olur? Birkaç örnekleme yapayım…

Akıllı bir işletmeci içinde pisuvarların olduğu bir umumi  tuvalete Kavramsal sanat galerisi diye yazar, kapısına da  Duchamp’ın reprodüksiyon ya da sahte çeşmeleri sergisi diyebilir. Sonrası daha da komik. O tuvalete girenler ya sanatın içine etmiş olurlar ya da kavramsal sanat eserinin asli amacına dönmesine katkıda bulunmuş olurlar.

Bir başka örnekleme; Banyo aparatları satılan dükkanlarda kedilerine sanat galerisi diyebilirler. Nesnelerin etiketlerine, ”İmza bekleyen kavramsal sanat objeleridir. Kendi kavramınızı kendiniz imzalayarak kendi eserinizi yaratın.” diye yazabilirler. Daha sonrasını siz hayal edin. Görüyorsunuz ne kadar trajikomik bir durumlar ortaya çıkabiliyor.

Bu üzücü durum, sanatta yenilik ile her yeniliğin sanat olamayacağını ayırt edemeyenlerin getirdiği sonuçtur. Bu şekilde sanat yapanlar, felsefe kökenli sanat jargonunu iyi kullanıyorlar. Yapıtlarını kulağa hoş gelen çok güzel ifadelerle sunuyorlar. Ancak şunu unutuyorlar. Eğer önüne arkasına güzel ifadeler konulan her eylem ve sonuçlar hoş karşılanacak olsaydı, barış ve demokrasi getirme isimli bütün işgalleri alkışlamamız gerekirdi. Onun için arkasına sanat kelimesi koyulan her aktiviteyi peşin olarak kabul edemeyiz, etmemeliyiz. Devam edeceğim.

Mustafa Günen

cydd

ZEYNEP İLAN

 

Başa dön tuşu