KİTAP

46. Orhan Kemal Roman Armağanı Gürsel Korat’ın oldu!

2017 yılı 46. Orhan Kemal Roman Armağanı, Gürsel Korat’ın Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan “Unutkan Ayna” isimli romanına verildi.

Üyelerini Turhan Günay, M. Nuri Gültekin, Erendiz Atasü, Çimen Günay Erkol, Handan İnci, Yiğit Bener ve Nazım K. Öğütçü’nün oluşturduğu 46. Orhan Kemal Roman Armağanı Seçiciler Kurulu, 12 Mayıs 2017 tarihinde Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Gürsel Korat, 60 eser arasından seçilen ödülünü 02 Haziran 2017 Cuma günü, İstanbul, Beyazıt’ta bulunan Orhan Kemal Kütüphanesi-Konferans Salonu’nda, Saat:10.30 da yapılacak olan Orhan Kemal’i anma töreninde alacak.

Kurul yaptığı basın açıklamasında “Orhan Kemal Roman Armağanı Seçiciler Kurulu, tutuklu üyemiz Turhan Günay’ın yokluğunun acısını duyarak toplanmış, Turhan Günay’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını dileyerek; Gürsel Korat’ın “Unutkan Ayna” romanını, 1.Dünya Savaşı yıllarının çatışmalı koşullarındaki bir Anadolu kentinde mülk bölüşümü, cinayetler ve yerel halkın siyasi otoriteyle ilişkisi gibi pek çok olayı ustaca bir kurguyla birleştirmesi, bu zor zamanlarda aşk, dostluk ve dayanışma gibi insani duyguları derinlikli bir şekilde işlemesi ve yaşadığımız döneme ilişkin uyarılar taşıması nedeniyle 2017 yılı, 46.Orhan Kemal Roman Armağanı’na değer görmüştür” dedi.

Gürsel Korat ise blog sayfasında kitabı ile ilgili şunları yazmıştı:

”Geciktiren aynalardan Borges söz etmişti. Ben unutkan aynalardan söz edeceğim.

Öyle bir unutuş ki, her şey gözümüzün önüne gelecek. Ben öyle yapacağım öykümü.

Gerçi “yaptım” demem daha doğru artık.

Önce sözleri yazdım, yazdığım sözleri söyledim, sonra bir daha yazdım. Zaman geçti, yazdıklarımı beğenmedim, yeniden yazdım. Düşündüm, bir daha yazdım. Bunun bir sonu olduğunu bilsem daha da yazardım.

Metni tamamladığımda şunu anladım: Büyüklerimden öğrendiğim dili içimde döndüre döndüre yazıyorum ben. Bir de dinlediğim öyküleri kılcal damarlarına kadar ayırıyorum. Annemin anlattığı şeyleri görsem bu kadar derinden anlatamazdım.
Görmediklerimi, bildiğim yerlerde yazdım. 

Hindistan’da üç yıl esir kampında tutulan, savaş gazisi dedemin lakabı “Delisolak”tır. Onun solak torunu olarak yazdım. Yozgatlı akrabalarımdan, eşden dosttan dinlediklerimi düşündüm, Çandır’ın kuzeyindeki İğdeli’de gördüğüm okul binasının önünde bunları anımsadım, sonra satırla adam kesilen kanlı pınarların başında, söğütlerin dibinde oturdum, öyle yazdım. Develi’de dağları aşarak, Felahiye’de ırmak sularına bakıp coşarak, Erkilet’te Erciyes’e bakıp şaşarak yazdım.

Nefes nefese koştum yazdıklarımın peşinden. Anlattıklarımın hepsinin acısını çektim, sevincini kendimden ekledim.

Unutkan Ayna’yı eline alanlar da anlatıcının yaptığı gibi koşup duracaklar; onları ne etkiler bilinmez ama dilerim atın boyunduğuna astığım fener gözlerini kamaştırır.

Geciktiren aynalar birbirini izleyen, eş zamanlı hareket edemeyen görüntüleri aklımıza getirdiği için çok heyecan vericiydi. Unutkan aynalar, bir görüntünün kaynağından çok uzaklarda ve çok sonraki zamanlarda belirmesi anlamına geldiği için heyecan verir mi bilmem ama benim zaman konusunda söylediğim sözün sırlanmış halidir.
Bu romanımda zamanın aklımı kurcalama biçiminin ne olduğunu, bir soran olursa, böyle açıklayabilirim.”

Gürsel Korat’ın “Unutkan Ayna” romanına kitapdevrimi.com’dan ulaşabilirsiniz: http://kitapdevrimi.com/magaza/kitap/edebiyat/unutkan-ayna-gursel-korat/

Başa dön tuşu