Avuçlarındaki Son Not – Ulaş Karakaya yazdı…

Romy Schneider dönemin en önemli aktristlerinden birisiydi. Şan ve şöhret hepsine sahipti. İsteyebileceği daha ne olabilirdi ki! Sonrası ise çok hüzünlü bir hikayedir.
Ah o gözü körolasıca aşk yok mu!
Alain Delon‘a kim aşık olmuyor ki o zamanlar. Herkes aşık. Romy’de vuruluyor. Ve tüm kariyerini bırakıp, arkadaşlarını,ailesini ve çevresini terk edip ona gidiyor.
Yaşamı artık daha zor sanki. Her şey çok güzel giderken yıkılır tüm hayaller.
Alain Delon onu başka bir kadın için terkediyor.
İşte yıkım ondan sonra başlıyor. Aşk tutkuya dönüşüyor. Uzaklaşmak istiyor bu anlamsız tutkusundan ve evleniyor. Bir çocuğu oluyor. En az Alain Delon kadar yakışıklı bir erkek. İşte diyor şimdi yeniden yaşadığımı tekrar anlıyorum.
Hayat acımasız ve aşkta öyle. Bu kez o terkediyor. Ve ikinci kez evleniyor. Çok değil dört sene sonra o terkettiği eş Hary Meyen kendini asıyor. İntiharda tutkulu bir aşkın izleri var. Tutkulu bir aşk zehirliyor herkesi.
Hary Meyen en az onun Alain Delon’u sevdiği kadar onu seviyor; ve ölüme yürüyor…
Artık tek tutunacak dal oğlu. 14 Yaşındaki oğlu David‘in atar damarına bir demir saplanıyor ve o da hayatını kaybediyor. Talihsiz terkedilişler sanki bir kelebek etkisi yaratıyor…
O büyük arayışı onu sanki sıkıştırıyor.
Neden bir tek insanda bulabileceklerimizi bir sürü insanda aramakla uğraşır dururuz sorusunun yanıtını Alain Delon’da bulduğunu düşünüyor hep..
Bir tanık yoksa onun beni sevdiğini nereden bilebilirim?
– Eğer gerçekten sevdiysen, bu sualin bir önemi olmaz.
Ve son…
Oğlunun ölümünden bir sene sonra Romy odasında çıplak bir vaziyette uzanıyor sonsuzluğa; aşkını, acılarını ve terkedilişlerini geride bırakıp…
Kimine göre kalp krizi, kimine göre intihar…
Avuçlarında bir kağıt buluyorlar. Öz babasının kendisine doğum gününde verdiği ve özenle sakladığı o kağıt parçası…
Şöyle yazıyor, o özenle sakladığı kağıt parçasının üzerinde…
”Çocukluğunu cebine sıkıştırıp kaç buralardan, çünkü sadece senin olan tek şeydir o”
Ulaş Karakaya