Ateşbaz‑ı Veli: Mevlevî Kültürü, Gastronomi ve Manevi Mirasın İncelenmesi
Şeref Umut Ersop yazdı…

Ateşbaz‑ı Veli: Mevlevî Kültürü, Gastronomi ve Manevi Mirasın İncelenmesi – Şeref Umut Ersop yazdı.
Bu çalışma, Türkiye’nin kültürel mirası içinde gastronomi ve tasavvuf kültürünün kesişim noktasında yer alan Ateşbaz‑ı Veli figürünü ele almaktadır. Mevlevî mutfağı, türbe mimarisi ve sema geleneği bağlamında, Ateşbaz‑ı Veli’nin tarihi, menkıbevi ve manevi yönleri incelenmiştir. Ayrıca türbenin gastronomi turizmi açısından önemi, Mevlevî mutfak geleneğinin modern yorumları ve misafir ağırlamanın tasavvufi rolü tartışılmıştır.
Giriş
Türkiye’nin kültürel mirası yalnızca mimari yapılarla sınırlı değildir. Yemek kültürü, ritüeller ve manevi uygulamalar da bu mirasın önemli bir parçası olmaktadır. Mevlevî kültüründe mutfak ve yemek pratiği, hem günlük yaşamın hem de tasavvufi disiplinin bir yansımasıdır. Bu bağlamda, Ateşbaz‑ı Veli, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin dergâhında aşçılık yapmış, Mevlevî mutfağının ve hizmet kültürünün simgesel isimlerinden biridir.¹
Ateşbaz‑ı Veli’nin gerçek tarihi kişiliği sınırlı kaynaklarla bilinse de, Konya Meram’da Mevlana dergâhıyla ilişkili olduğu ve aşçılık yaptığı yaygın bir kabuldür.¹ İsmi Şemseddin Yusuf Bin İzzeddin olarak geçer ve “Ateşbaz” lakabı, onun mutfaktaki konumunu simgeleyen bir unvan hâline gelmiştir.² Eski kaynaklarda ismi geçen ilk aşçı konumundadır.
Menkıbevi Anlatılar: Ateş Hikâyesi ve Mevlana’nın Esprili Yaklaşımı
Türbesinin türbedarlığı babadan evladına geçmektedir. Günümüzdeki türbedarı kadındır, türbedarının anlattığı rivayetlere göre, dergâh mutfağında misafirler için yemek hazırlanırken odun bitmiş ve yemekler pişmekten geri kalmıştır.Yusuf Bin İzzettin Bey durumu Mevlana Celaleddin-i Rumi’ye bildirmiştir. Mevlana Celaleddin-i Rumi ise esprili bir şekilde: “Odun yok mu? Elin, ayağın yok mu? Kazanın altına ayaklarını sok ve yemeği kaynat!” demiştir.³ Ateşbaz‑ı Veli, parmaklarıyla ateşi tutuşturarak yemeğin pişmesini sağlamıştır. Ancak bu süreçte şeytanın vesvesesine yenik düşen Yusuf İzzettin Bey’in baş parmağı yanmıştır. Bu olay, hem fiziksel hem manevi bir sınav olarak kabul edilmektedir. Dervişlerin şeytanın vereceği vesveselere karşı sabır ve disiplin göstermesi gerektiğini simgeler.³ Olayın sonunda Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yusuf İzzeddin Bey’e esprili şekilde “seni ateşbaz seni” demesi üzerine Yusuf Bin İzzettin Bey’e “Ateşbaz‑ı Veli” unvanı verilmiştir. Böylece hem onun ismi hem de Mevlevî mutfağı ve disiplin anlayışı simgesel bir anlam kazanmıştır.³
Bu hikaye, Mevlana’nın mizahi yaklaşımını ve Mevlevîlikte misafir ağırlamanın önemini ortaya koymaktadır. Misafir, dervişler için hem manevi sorumluluk hem de sabır ve tevazu pratiği olarak görülmektedir. ³
Mevlevî Mutfağı ve Matbah (Mutfak) Kültürü
Mevlevî dergâhlarında mutfak yalnızca yemek pişirilen bir yer değil, manevi eğitim ve disiplin alanıdır. Dervişler mutfakta sabrı, tevazuyu ve paylaşmayı öğrenir; hazırlanan yemekler hem beslenme hem de tasavvufi öğretinin bir yansımasıdır.⁴
Yaygın yemekler arasında aşure, pilav, etli ve sebzeli güveçler ile helva ve hoşaf bulunur. Bu yemekler, Selçuklu-Osmanlı mutfak geleneği ile bütünleşmiş ve Mevlevîliğin disiplin anlayışını yansıtmıştır. Mevlevîlikte adaylar, adap ve disiplin eğitimini, pazarcılık, bulaşıkçılık gibi toplam on sekiz farklı hizmet üzerinden tamamlarlar. Bu süreçte dervişler, hem günlük işleri öğrenir hem de manevi terbiyelerini geliştirirler. Ateşbaz‑ı Veli, bu eğitim sürecinde terbiyeci ve rehber rolü üstlenen önemli bir figürdür. Aşçı Dede olarak bilinen Ateşbaz‑ı Veli, acemi dervişlere mutfak bilgisi, hizmet anlayışı ve disiplin eğitimini verir. Mevlevî dergâhlarında, Meydan-ı Şerif’te serilen beyaz post “Ateşbaz Postu” olarak adlandırılır. Bu post, dervişin makama teslimiyetini, Mevlevîliğe bağlılık sözünü ve çileye girme iradesini simgeler. Semahane’de gerçekleştirilen törenlerde, Ateşbaz‑ı Veli, Postniş (Post sahibi) ve Tarikatçı Dede (Kıdemli Derviş) ile aynı hizada bulunur; bu onun dergâh hiyerarşisinde en yüksek ikinci makamı temsil ettiğini gösterir. ⁵
Mevlevî mutfağı, günümüzde gastronomi turizmi için önemli bir araç hâline gelmiştir ziyaretçiler, mutfak geleneğini deneyimleyerek kültürel mirası doğrudan yaşarlar.¹⁰
Ateşbaz‑ı Veli Türbesi ve Mimari Özellikleri
Konya Meram’da bulunan türbe, Selçuklu taş işçiliğinin zarif örneklerini taşır ve 1897 yılında yeniden inşa edilmiştir.⁶ Bu türbe 13.yy da bir aşçı için yapılan ilk türbe olma özelliği taşımaktadır. Hem dini ziyaretler hem de gastronomi turizmi kapsamında önemli bir merkezi teşkil etmektedir.
Sema ve Baş Parmak Geleneği
Mevlevî sema töreni, 2008 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınmıştır.⁷ Sema, dönme hareketi ile Allah’a yaklaşmayı simgeler. Semazen’ler dönerken baş parmaklarını gizlemektedir ya da baş parmaklarının üzerine yakın basarak dönmektedir. Bu uygulama, Ateşbaz‑ı Veli’nin mutfakta ateşle imtihanı sırasında parmaklarının yanması olayına bir saygı duruşu, utanma, şeytanın verdiği vesveseye kapılma, bir anda olsa nefse yenilmek olarak sembolik bir anlam kazanmıştır.⁸
Gastronomi Turizmi ve Lezzet Hacıları
Günümüzde Ateşbaz‑ı Veli türbesini ziyaret edenler, sadece manevi deneyim için değil, Mevlevî mutfağını deneyimlemek ve kültürel mirası yaşamak için türbeye gelirler. Bu ziyaretçiler, yemekleri tatmak, tarihi tarifleri uygulamak ve mutfak kültürünü deneyimlemek yoluyla “lezzet hacısı” olarak adlandırılırlar.¹⁰ Lezzet hacıları, türbeyi ziyaret ederken Mevlevî dergâhının mutfak geleneğine katılır, dervişlerin sabır, tevazu ve paylaşma anlayışını doğrudan deneyimlerler. Bu süreç, Türkiye’nin gastronomi mirasının ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasına katkı sağlar.
Sonuç
Ateşbaz‑ı Veli, Mevlevî mutfağı ve tasavvufi kültürün kesişiminde önemli bir figürdür.Türbesi, menkıbevi anlatılar, matbah (mutfak) geleneği ve sema ritüelleri, Türkiye’nin hem somut hem de somut olmayan kültürel mirasının bir yansımasıdır. Gastronomi turizmi ve lezzet hacısı etkinlikleri, bu mirasın korunması ve uluslararası alanda tanıtılması açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Şeref Umut ERSOP
Tarihçi

Dipnotlar
- “Ateşbaz‑ı Veli Türbesi,” Anadolu Selçuklu Mimarisi, erişim 2025, https://www.anadoluselcuklumimarisi.com/std/veri-tabani/atesbaz-i-veli-turbesi
- “The Cook That Performs with Love in Mevlana’s Kitchen: Âteş‑Baz,” The Konya News, erişim 2025, https://www.thekonyanews.com/en/rumi/detay/the-most-special-guests-of-meram
- Mehmet Korkmaz, Ateşbaz‑ı Veli ve Mevlevî Menkıbeleri (İstanbul: Tarih ve Kültür Yayınları, 2016), 32–36.
- “Mevlevi Table Manners and the Role of Kitchen Education,” The Konya News, erişim 2025, https://www.thekonyanews.com/en/rumi/detay/mevlevi-table-manner-582
- Onur Tugay, Ayça Tunca ve Yeliz Pekerşen, “Konya Gastronomisinde Ateşbaz‑ı Veli,” yüksek lisans tezi, 2016, https://www.hasascibasiahmetozdemir.com/Sayfalar/1360/Konya-Gastronomisinde–Atesbaz-i-Veli-.html.
- “Ateşbaz‑ı Veli Türbesi,” Belgelerle Tarih, erişim 2025, https://www.belgelerletarih.com/atesbaz-i-veli-bir-mevlevi-buyugu.





























































