Gazze’nin Kültürel Mirası Cenevre’de Sergileniyor – Mine Bora Diri yazdı…

İsrail-Filistin çatışmasının birinci yıl dönümü, 7 Ekim 2024’te İsviçre’nin Cenevre kentinde açılan özel bir sergiyle anılıyor. “Tehlike Altındaki Miras” başlıklı sergi, Gazze’den getirilen ve Cenevre Sanat ve Tarih Müzesi’nde sergilenen 44 değerli arkeolojik eseri içeriyor. Sergi aynı zamanda; kültürel mirasın savaş zamanlarında karşı karşıya kaldığı tehditlere vurgu yaparak, çatışma bölgelerinde bu mirasın korunmasına yönelik uluslararası çabaları gündeme taşıyor. Savaşın ikinci yılına girerken kültürel miras muhafaza edilmeye devam ediyor.
Sergide Sergilenen Eserler: Bir Medeniyetin İzleri
Gazze’den getirilen amforalar, heykelcikler, vazolar, kandiller ve figürinler gibi 44 farklı obje sergide yer alıyor. Bu objeler, Gazze’nin tarih boyunca sahip olduğu zengin kültürel mirası gözler önüne seriyor. Sergide yer alan eserler, 2007 yılından bu yana güvenlik nedenleriyle İsviçre’de saklanan 530 parçalık bir koleksiyonun bir parçası. Filistin topraklarına geri dönmesi artık mümkün olmayan eserler, geçmişten günümüze kadar uzanan bir medeniyetin izlerini taşıyor. Tehlike Altındaki Miras sergisi, savaş ve çatışma bölgelerinde kültürel mirasın nasıl korunabileceğine dair tartışmaları da yeniden gündeme getiriyor. Aynı zamanda sergi Suriye, Libya ve Mısır gibi çatışma bölgelerinden getirilen objeleri de içeriyor. Gösterim tarihleri, 1954’te kabul edilen Silahlı Çatışmalar Sırasında Kültürel Varlıkların Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’nin 70. yıl dönümüne denk geliyor. Bu sözleşme, silahlı çatışmalarda kültürel mirasın korunması için uluslararası hukuk çerçevesinde belirlenmiş en önemli metinlerden biri olarak kabul ediliyor.
Savaşın Ortasında Kültürel Miras: Hedefteki Kimlik
Serginin açılışında konuşan Cenevre Sanat ve Tarih Müzesi Direktörü Marc-Olivier Wahler, kültürel mirasın savaşlar sırasında neden bu kadar büyük tehdit altında olduğunu şöyle açıklıyor: “Maalesef çatışma durumunda birçok saldırgan, kültürel mirasa saldırır. Çünkü bu, bir halkın kimliğini silmenin ve tarihini yok etmenin en hızlı yollarından biridir.” Wahler’e göre, kültürel mirasa yapılan saldırılar, bir topluluğun kimliğini, tarihini ve hafızasını hedef alarak o toplumun dünya üzerindeki varlığını ortadan kaldırmaya yönelik bilinçli bir stratejinin parçasıdır. Buna karşın, Wahler, uluslararası sözleşmeler ve müzelerin bu mirasın korunması için önemli bir rol üstlendiğini vurguluyor: “Neyse ki bu mirası koruyan müzeler, kurallar ve uluslararası sözleşmeler var. Bu sayede kültürel varlıklar, hem bugünkü hem de gelecekteki nesiller için korunuyor.”
Bu sergi de, kültürel varlıkların nasıl korunabileceğine dair bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
UNESCO’nun Değerlendirmesi: Gazze’de Büyük Zarar
İsrail-Filistin çatışması, sadece insan kayıplarına değil, aynı zamanda kültürel mirasın ciddi zarar görmesine de yol açtı. UNESCO’nun 17 Eylül 2024’te yayımladığı son değerlendirmeye göre, Gazze’deki 69 kültürel miras alanı İsrail askeri operasyonları sonucunda zarar gördü. Bu alanlar arasında 10’u dini yapı, 43 tarihi ve sanatsal öneme sahip bina, iki taşınabilir kültürel mülk deposu, altı anıt, bir müze ve yedi arkeolojik alan bulunuyor. Gazze’nin binlerce yıllık tarihini yansıtan bu eserlerin çoğu, savaşın yıkıcı etkileri nedeniyle tehlike altında.
UNESCO’nun raporu, kültürel miras alanlarına yönelik bu tahribatın sadece Gazze’nin değil, tüm insanlığın ortak tarihine bir darbe olduğunu belirtiyor. Kültürel varlıkların korunması için daha fazla uluslararası işbirliği ve çaba gerektiğini vurgulayan UNESCO, çatışma bölgelerinde kültürel mirası koruma girişimlerine daha fazla destek verilmesi gerektiğini dile getiriyor.
Savaşın İki Yüzü: Gazze ve İsrail’de Belgeleme Çalışmaları
Savaş, her iki taraf için de derin acılara ve kayıplara yol açtı. Bölgedeki müzeler, çatışmayı her iki açıdan belgelemek için çaba sarf ediyor. Batı Şeria’daki Filistin Müzesi, Gazze’de yaşanan çatışmalar sırasında Filistinlilerin deneyimlerini ve yaşadıkları zorlukları belgelemek için hikayeler ve objeler topluyor. Müze yetkilileri, bu objeler ve hikayeler aracılığıyla Gazze’deki insani krizin boyutlarını dünyaya anlatmayı hedefliyor.
İsrail tarafında ise, İsrail Ulusal Kütüphanesi, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas militanlarının düzenlediği saldırılar sırasında hayatını kaybeden 1.200 kişiye dair hikayeleri ve tanıklıkları topluyor. Kütüphane, bu süreçte 500’den fazla sözlü tanıklık toplamanın yanı sıra, kurbanlardan gelen son mesajlar ve militanlar tarafından kaydedilen Go-Pro videoları gibi arşiv materyalleri de biriktiriyor. Bu belgeler, savaşın yıkıcı etkilerini ve insanlık tarihine bıraktığı derin izleri gözler önüne seriyor.
Kültürel Mirasın Korunması: Geleceğe Bir Bakış
Savaşların kültürel miras üzerindeki yıkıcı etkisi, geçmişte olduğu gibi bugün de tüm dünyada endişe yaratmaya devam ediyor. Ancak bu endişeler, aynı zamanda kültürel varlıkların korunmasına yönelik daha fazla uluslararası işbirliği ve farkındalık yaratılmasını sağlıyor. Cenevre Sanat ve Tarih Müzesi’ndeki Tehlike Altındaki Miras sergisi de, bu çabanın bir parçası olarak kültürel mirasın korunmasının önemini vurguluyor. Sergi, savaşın ortasında bile kültürel mirasın korunabileceğini ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılabileceğini göstermeyi amaçlıyor.
Sergi, 9 Şubat 2025’e kadar ziyaret edilebilecek. Bu süre zarfında, dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler, Gazze’den ve diğer çatışma bölgelerinden gelen eserleri inceleyerek, kültürel mirasın savaş sırasında nasıl korunduğunu ve hangi zorluklarla karşı karşıya kaldığını daha yakından görebilecekler.
Mine Bora Diri
Kültür Yönetimi Danışmanı / Gazeteci Yazar