Omni Et Solis Definitum – Cemil Biçer yazdı…
Çok manidar bulduğum bir özdeyişin Latincesidir başlıktaki sözcük.
Entelektüel görünme kompleksi ile yazmadım bu başlığı. Uygar Dünya insanlarının bir yaşam ilkesine dikkat çekmek istedim ya da biraz felsefe yapmaya yeltendim diyelim.
Başlığın günümüz Türkçesindeki karşılığını da siz araştırın elinizin altında Hz. Google var. Göreceksiniz size çikolata kaplanmış hamasi slagonlarla neler yutturulduğunu. Ne vatan size anlatıldığı gibi bir şey, ne din diye önünüze konan Emevi hezeyanları…Her şey asr-ı saadet devrini görmememiz üzerine kurgulanıyor.
Medeniyet binlerce yılda yapılan çalışmaların birikiminden oluşmuş bir değerler bütünüdür.
Bizde okur-yazarlar veya bazı aydınlar medeniyeti kendi ömürleri ile sınırlı görüp geçmişte geliştirilen bilimsel ve felsefi düşünceleri araştırma öğrenme zahmetine katlanmazlar.
Kolaycılığı tercih edenler, bu ve benzeri deyimleri görünce kafa yorup, terlemek yerine ti’ye alırlar.
Zurnanın “zırt” dediği noktaya geldi ülkemiz. Vatan, millet, din, iman, bayrak, ezan hamaseti ile artık bu peynir gemisi yürümüyor.
Artık niteliksiz niceliklerin sırtından politika yaparak saltanat sürmenin devri kapandı.
“Kürt sorunu” özelinde bu ülkenin enfekte olmuş temel sorunlarına neşter vurma zamanı gelmiştir. Ya enfeksiyonu bertaraf edeceğiz ya da enfeksiyon tüm bedeni ele geçirip terk-i hayat sebebi hanemize “çoklu organ yetmezliği” gibi tıp literatüründe olmayan bir kavramını yazacaklar.
Amerika kıtasını yeniden keşfetmek gerekmiyor Türkiye’nin sorunlarını çözmek için. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini anlamak ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK‘Ü ön yargılardan azade yeniden okumak yeterli.
İşte, yazımın başlığının kerameti burada gizli. Şimdi eskilerin “ağyarını mani, efradını cami” özdeyişi ile ifade ettikleri noktadayız.
Ulu dedem soylu Şapsığ Şpaşigo KITIJ Smayll “turpun büyüğünü heybede sakla” derdi .
Sabır ya erenler sabır “takke düşer kel görülür”
Cemil Biçer