‘Sanat Dünyası Paranın Yalakasıdır’ – Vecdi Uzun yazdı…
“Sanat dünyası paranın yalakasıdır ve çok zenginseniz bu dünyadan yeni arkadaşlar bulmak çok kolaydır.” (*)
Durun! Hemen bana kızmayın! Bu cümle bana ait değil. Kim, neden söylemiş? Kızmadan önce bunu söyleyenin haklılık payı var mı, yok mu anlamaya çalışın!
Sanat; sadece son derece hijyen ilişkilerin olduğu, sadece estetik ve yüce duyguların bulunduğu ideal şeylerin yaşandığı mistik bir alan değil, tam tersi içinde alım-satım, hırs, rekabet, para ve karın da olduğu çok büyük bir ticari yapıdır. Böyle bir yapı içinde hırs, ayak kaydırma, kar, şöhret, yalakalık vb. bazılarına göre yetenek gerektiren insani donanımlar (zaaf demedim) mutlaka olacaktır.
Sanatçısınız ve sanat piyasasına girmek istiyorsanız bir şey yapmanız gerekir. Sanat piyasasının alıcısının niteliği belli. Çalışmanızı satıp yaşamak ve yeni çalışma için fon sağlayabileceğiniz gereken para; bir sanatçı olarak beğenmediğiniz parası olan bu alıcıda bulunmaktadır. Bir şekilde bu alıcılarla ve aradaki köprü olan galerilerle de bağlantı kurmak zorundasınız. Dünyanın en önemli sanat eserini yapmış olsanız bile sanat dünyasıyla bağlantınız yoksa bırakın satmayı fark edilmeniz bile imkansızıdır. Dünyanın en standart malını almak/satmak isteseniz dahi mutlaka öncelikle alıcı/satıcı ilişkisini kurmak zorundasınız. Bu ilişki; yeri gelince halkla ilişkiler, yeri gelince müşteri ilişkileri veya sosyal ilişkiler olarak adlandırılır. O ayarın derecesi size kalmış!
Esas sorun; sanat dünyasında bulunmak için gerekli olan bu ilişkiyi sadece para kazanmak için abartarak uygulamaktır. Şansınızın yaver gitmesi ve çok satan ve pahalı satan sanatçılar arasına girebileceğiniz hayaliyle, yalakalığın bu defa size doğru yapılacağı umuduyla da sabırla yaşayabilirsiniz. Sanat ve sanatçıyı inceleyip değerlendirirken sosyolojisi ve psikolojisini lütfen es geçmeyiniz.
Netice olarak; hayat, ifratla tefrit arasında veya başka bir deyişle “İyi Orta”da yaşamak olup, ne sanatçı olmanın rekabetçi karakteri, sanat alıcısının yapısı ve ne de sanat dünyasının büyülü cazibesi sanatçının “İyi Orta”da durmasına çok kolay izin verir. Sanatçının ibadetten çok zor geçebileceği şeytanı içinde bulunduğu sanat dünyasıdır. Ne onunla olabilir, ne de onsuz. Zaman herkesi olduğu gibi sanatçıları da bireysel tercih ve hatalarıyla bir yere getiriyor.
“Bunları Erling Kagge söylemiş. Siz ne söylüyorsunuz? ‘Siz de Erling Kagge’nin sanat dünyası paranın yalakasıdır’ sözüne katılıyor musunuz?” sorusunu soranlar çıkabilir. O zaman bu soruyu kendinize sorunuz. Paranın her tarafta egemen olduğu bu dünyada sadece sanatçılar mı para için yalakalık yapıyor? Yazdıklarıma kızmayarak sakince önce kendinizden başlayarak etrafınıza bakınca neler göreceksiniz? Göreceklerinizin büyük kısmında benim muhtemel cevaplarımı bulacaksınız.
Vecdi Uzun
(*) Bu söz Erling Kagge isimli bir koleksiyonerin düşüncesidir. Detay için bknz. Erling Kagge , “Az Parayla Büyük Sanat Eserleri Satın Alma Rehberi” kitabı Sh.63