KÖŞE YAZILARINihal Güres

Soroptimist Kadınlar Balat’taydı – Nihal Güres yazdı…

Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Kadınlar Günü Etkinliği, Balat Kültür Evi‘nde düzenlendi.
Sergi öncesinde Antonina Turizm işbirliği ile başlayan Balat turu, hem Balat’ın tarihi dokusuna hem de güncel şehir hayatına dair ilgi çekici bir etkinlik oldu.
Balat sokakları, havanın da güzel olmasından dolayı iğne atsan yere düşmez bir durumdaydı. Rengarenk insanlar, grup grup sokaklarda turluyordu. Rengarenk kafeler konuklarını misafir ederken, sokaklarda son derece modern giyimli insanların arasında, kara çarşaflılar, son derece mutaassıp yapıda insanlar köşe başlarında aniden çakışıyorlardı.
Tarihi doku sanki güncel hayat ile geçmiş yaşamı birleştiriyordu. Sanki bir bayram, neredeyse bir karnaval havası vardı. Farklı yapıdaki insanların böylesine doğallıkla birleşmesi, bir arada buluşması, izleyenler için bir barış, dostluk umudu oluşturuyordu. Sanki siyasi bölünme olmasa insanlar böyle rahatça buluşacaklar, din, dil, ırk ayrımı olmadan huzur içinde yaşayacaklar.

Geçtiğimiz aylarda açılan DEMİR KİLİSE’den başlayan tur, diğer tarihi kiliseleri, ikonalari, yüzyıllardır zamana tanıklık eden taşları, kalben okşayarak devam ediyor.
Eski İstanbul’un Batı yakası tam bir kültür mozaiği. Büyük bir kültürel mirasın izleri, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, onun içindeki Aya Yorgi Klisesi, Fener Rum Lisesi (Kırmızı Lise), Mogolların Meryemi Kilisesi hafta sonu konukları misafir ediyor.
Dimitri Kantemir evi de tur yolu üzerinde gezilen yerlerden biri.
Gezi bu kadarla sınırlı olsa da her sokakta ayrı bir öykü dolaşıyor, her sokağın kendine has bir sürprizi var.
Tabi böylesine güzel bir semti gezmek için iyi bir rehber de pekiştirici bilgilerle sizi mutlu etmeyi başarıyor.
Antonina Turizm bize böyle harika bir Kadınlar Günü hediyesi verdi. Fevkalede bir anlatımla Fener sokaklarında dolaştıktan sonra Balat Kültür Evi Kadınlar Günü sergimize döndük.
Sergiyi düzenleyen, organizasyonu yapan Ayşe Badem ile beraber, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Başkanı Nilgün Pakkan ve Yürütme Kurulu Başkanı Hülya Kesim, açılış konuşması yaparak, bu güzel gezi için Antonina Turizm yetkilisine plaket ve teşekkür belgesi sundular.
25 sanatçının katıldığı sergi, güzel bir kokteyl ve Balat Kültür Evi’nin çok meşhur gerçek ev limonatası ve mezelerinden oluşan bir büfe ile çok lezzetli bir şekilde açıldı.
Kadına karşı şiddeti simgeleyecek olan bir performans, tüm sanatçıların el izlerini baskı şeklinde vurgulayarak, kadın elinin bereketini ve dünyayı değiştirebileceği gerçeği ile yapıldı.
Sergi 17-30 Mart 2018 tarihleri arasında. Balat Kültür Evi’ne uğrayın. Hem sergiyi gezer hem güzel bahçede oturur, sonra da sokakları gezersiniz.
Bu güzel semtten kendinizi mahrum etmeyin. Çünkü hepimiz, tüm kadınlar, insanlar, canlılar, en güzel şeylere layıkız. Barışa, sevgiye ve sanata muhtacız. Sevgiyi yaydıkça Dünyaya barışın gelmemesi mümkün değil.

Nihal Güres

Sergiye katılan sanatçılar
Alev Burhanoğlu, Ayşe Gürdeniz Narin, Banu Biçen, Berna Kızıldağ, Burcu Yeşilcan Akkaynak, Didem Birkol, Elif Huriyel, Gulderen Gürtekin, Hicran Nurcan Güven, Jale Uygaç Dolunay, Meral Aybay, Nesligül Hasdemir, Nezahat Taylaner, Nihal Güres, Nur Yılmaz Sözeri, Oksana Samarina, Oya Gündoğdu, Perihan Özdabak, Perihan Sazyek,  Reyhan Ayaz, Selmin Saruhan, Serap Erdem, Sinem Toma, Yasemin Aliköleoğlu, Yeşim Kurt

BALAT KÜLTÜR EVİ
Vodina Cad. 39-41 Balat-İstanbul

İkona tamamlandıktan sonra boyaları iyice kuru yana kadar beklenir. Sonra üzerine gerekli dini yazılar yazılır. Bu yazılar yazılmadan ikona tamamlanmış sayılmaz. Bizans ikonalarının ve Bizans sonrasında yapılmış Rum ikonalarının yazıları Yunancadir. Rus ikonalarının yazıları Rusça; Bulgar, Sırp, Slovak, Gürcü ikonalarının yazıları da Sırpca, Bulgarca; Slovakca ve Gürcüce yazılır. Ancak değişmez kural; İsa ve Meryem isimleri nerede yapılmış olursa olsun Yunanca yazılır. Sokaklardaki ikonalar-duvar resimlerinde ise yeni bir dil var. Bu dile enternasyonal bir dil diyebiliriz. Belki de artık insanlar; hangi dile veya millete ait olurlarsa olsunlar, ortak bir dil, sanat dili, barış dilini arıyorlar.

Kiliselerde yer alan ikonaları yapmak özel bir seremoni gerektiriyordu. Ressam bir ikonayı yapmaya başlamadan önce, Meryem-Çocuk İsa ikonasının önünde secde ederek günahlarının bağışlanması için yalvarır. İkona bitinceye kadar perhiz yaparak dua eder, bütün düşüncesini gerçekleştirmek olduğu bu kutsal ikona üzerinde toplar.

İkonalar başlangıçta, meşhur rahip ve keşişleri geleceğe tanıtmak ve onları hatırlatmak maksadıyla yapılırdı.Daha önce Mısırlıların aynı maksatla yaptıkları mumay resimleri gibi. Ortodoks Hıristiyanların hayatında büyük önem taşıyan ibadetin vazgeçilmez unsuru olan ikonalar, kiliselerden sonra evlere taşındı. Ortodoksların evlerinde müsait bir köşede duvara asılı yahut bir dolap içinde duran daima bir kaç ikona bulunurdu. Önünde devamlı kandil yanan bu ikonalar pek çok yangının da sebebi olmuştur. Bizans sarayında ibadet etmek için yalnız saray erkanına ve İmparatoriçeye mahsus küçük daireler vardı. Bizans’ın ünlü Imparatoriçesi Theodora’nın çok sevdiği ikonalarla saatlerce başbaşa kaldığı ve onlarla söyleştiği rivayet edilir.

Balat sokaklarında tarihi ikonalara eşlik eden sokak resimleri ve yazıları, yüzyıllardır birarada yaşayan halklara göz kırpıyor, barış umudu aşılıyor sanki. Balat sokaklarında kiliseler, tarihi eserler, duvar yazıları, duvar resimleri , ikonalar hep birlikte çok mutlu yaşayabiliyorlar. Acıları bir tarafa bırakıp umuda sarılmanın zamanı geldi. Sanat ve barış kolkola girince, savaş kapıdan gidecek.

 

Kiliselerdeki Meryem ana ve Bebek Isa ikonalarına sokaklardaki Türkan Şoray, Kadir İnanır film kareleri eşlik ediyor.

 

 

 

 

 

Başa dön tuşu