Kayıp Hafıza – Ulaş Karakaya yazdı…
(Bu Yazıyı Okuyanlar Bu Sonu Asla Göremeyeceklerini Bilerek Okuyabilir)
Bilinçlerimizden silinenlerdir bize gösterdikleri…Anlattıkları ve yazdıkları tarihler hep kendi çıkarları üzerine inşa edilmişti.Unutmak ve silmek adına ne varsa her şeyi denediler.Denemeye devam ediyorlar.Mars’ta su bulunması bilimin büyük başarısıdır.Bilim insanlar için varsa güzeldir.Oysa bilimin bizden sakladıkları o kadar çok ki bunların peşindeyiz.
Yalanları ancak kirletilmemiş bilgi yok edebilir.Tüm kirlettiklerine savaş ilanı…
Savaşırken gökyüzünü unutmayacağız. Yıldızlara bakacağız. Marsa,Satürn’e,Venüs’e,Siriusa…
Kurban bayramında yazmak olmazdı.Çünkü binlerce yılda birikerek gelen bir ritüeli ve kültürü eleştirmek kavurma yerken saygısızlık olur .Kurban bir gelenek ya da inanç adına ne derseniz deyin dinlerde yeri olup olmadığını tartışmayacağım.Geçmişe gideceğiz bize unutturdukları geçmişe ve yıldızlara bakacağız.Keşke İskenderiye Kütüphanesini yakmasalardı ya da içindekilerini kendileri için çalıp saklamasalardı.Gerçeklerden bu kadar uzaklaşmamış olurduk diyeceğim…
Sümerler hem yazıyı bu yeryüzünde ilk kez kullandılar hemde astronomide dönemine göre çok ileri gittiler.Gazete eklerinde kenara sıkıştırılmış burçları ortaya çıkaran uygarlıktan bahsediyoruz.Argo tabirle boru değiller…
Küçümsemeyin yıldızları ve burçları çok şey kaybedersiniz.Önemseyin Mars’ta su bulundu deyince afallayıp kalmamak için.Çünkü Sümerler önemsediler ve biz onların bize kısmen bıraktıkları ile unutarak devam ediyoruz.
Burçları ortaya çıkardı Sümerler.Gökyüzünde ki takım yıldızları benzeterek gökyüzünde ki konumlarına göre sıraladılar.Koç-Boğa-İkizler-Yengeç Aslan-Başak-Terazi-Akrep-Yay-Oğlak-Kova-Balık…
Şimdi bu sıralanış günümüzde de aynı şekilde devam ediyor.
Unuttuğumuz ya da atladığımız bir şey var,altını çizerek söylüyorum,bunun adı PRESESYON HAREKETİ,yani güzel dilimize uygun olarak devinme hareketi diyoruz…Çok matematiğe ve coğrafi bilgilere boğmadan bahsetmeye çalışayım.
Yine çok eski bir uygarlık olan Mısır’ın inisiyeleri ya da aynı şekilde birbirlerini etkilediğini düşündüğüm Helipoleis’in seçilmişleri bu hareketi binlerce yıl önce keşfettiler.Dünyanın keşfetmesi ise 1900 lü yılların başlarında Milankoviç sayesinde olmuştur.Milankoçiv 5 bin yıl geç kalsa da kadim uygarlıkları doğrulamıştır.
Dünya tam bir küre olmadığı için dönerken ,dönmesinin sonuna yaklaşmış bir topaçın son anlarında ki gibi yalpalamaktadır.Bu yalpalama neticesinde Bu PRESESYON-DEVİNME hareketini dünya yaklaşık 26 bin yılda tamamlar.Bu devinme hareketi sürerken gökteki yıldızların konumunun değiştiği algısı oluşur.Yaklaşık olarak 2160 yılda bir gökte yükselen burç değişir.
Burçların dışında kısaca şöyle de diyebiliriz.Şimdi bizim Kuzey yarım kürede yaşayanlar için Kuzey Yıldızı olarak gördüğümüz yıldız (Volkan Konak olanı değil) ister adına Şimal deyin, ister Demirkazık deyin,Polaris diyelim biz yine de 2160 yıl sonra yerini VEGA yıldızına bırakacak.Ve artık arazide kaybolursak yönümüzü bulmak için VEGA yıldızına bakmamız gerekecek.Yani tahmini olarak 2150-2160 yılında bu yazıda geçen döngü gerçekleşecek .Aşağıda okuyacaksınız,Kova dönemi yaşanacak.Bu yazıyı okuyanların bu dönemi Görme ihtimali yok..Belki bir reenkarnasyona maruz kalabiliriz.Onu bilemiyoruz.Henüz Zülkarneyn ile karşılaşmadık zamanların birinde karşılaşırsak bir kısım, çözebiliriz gizemli yolculuğumuzu…
Yani kısaca demek oluyor ki 2160 yılda bir ,bir yıldız kümesine daha fazla yaklaşıyoruz.
İnisiyelerde ve bilim adamları da bunu söylüyor.
Bunlarda burçların sıralanması gibi değişiyor.Ancak tek bir farkla şimdi tersine bir dönüş var.MS.1den itibaren başlayan dönemin adı esasında ‘İsadan Sonra dönemi'(İS.) değil BALIK dönemidir.BS.diyebiliriz ! Şaka değil tabi ki gerçek olan bu !
Yukarıda paylaştığım Papa’nın kafasında ki de balıktır.Yani milattan önce (yaklaşık olarak veriyorum tarihleri) MÖ.4300 yılından 2150 yılına kadar olan süreçte ‘BOĞA’ çağı yaşanmıştır.2150’den itibaren ise ‘KOÇ’ çağını yaşadık.
Şimdi gelelim konuya; biz İbrahim’in (Abraham=Işık insanlarının atası)oğlunu kurban etmeye gittiğini biliyoruz.Yahudiler İshak’ın kurban edileceğini söylüyorlar yine müslümanlar ile zıtlık içindeler.Müslümanlar ise İsmail’in kurban edileceğini söylüyorlar.Yahudiler biz Türklere İsmaili der onunda bu durumla bir bağlantısı vardır ama detayını girmeyeceğim. Sami kavminin iki cephesinin birbiriyle çelişme ve çekişmelerini dinler tarihine bırakıyorum.Kendi çıkarımımı yapmakla mesulum.
Olay aslında gökseldir.İbrahim-İshak-ismail olayı ‘KOÇ’ döneminin başlangıcını temsil eder.Gökten koç inmesi olayı gökteki yıldızların pozisyon değiştirmesidir…Koç takım yıldızı artık bize en yakın ve belirgin olanıdır
Can babanın çok güzel bir şiiri var diyorya
Dünya öküzün boynuzları üstünde dururmuş..
Her kıpırdayışında öküz,deprem olurmuş…
Oysa dünya, halkların omzu üstünde durur
Kıpırdasın da gör..
Can Yücel ve bizler hep bizden önce ki toplumları küçümsediğimiz ve kültürel aktarımları ısrarla almayı red ettiğimiz için gerçekten uzaklaştık.Evet meşhur öküzün boynuzu ve dünya denklemi doğrudur aslında.Burada öküzden kasıt Boğadır ve olay yine gökseldir.Boğa dönemi, sarsıntılar getirmiştir insanoğluna, belkide Tufan bu dönemde yaşanmıştır.
Keşke Can Yücel babası değerli insan Hasan Ali Yücel’e sorsaydı anlatabilirdi gerçeği.Babasıda üstatlardandır ve sırları en iyi bilenlerdendir…
Bitiriyorum.Domuz eti ve ürünleri kurban etmek ve yemek çok zorda kalmadıkça Yahudilikte ve İslam’da yasaktır.
Nahl suresi 115”O size ancak ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilenleri haram kıldı”
Sümerlerde ‘Dumuzi’ var ‘OĞUL’ manasına geliyor.
Cahiliye dönemi araplarının oğul kurban ettiğini biliyoruz.Hatta Hz.Muhammed’in babası Abdullah’ı da dedesi Abdülmütallip kurban etmek için Kabeye götürüyor.Cahiliye döneminde çocukların katledildiğini,diri diri gömüldüğünü biliyoruz.Okuduk
Etimolojik yorumlamayı ve harf düşmelerini ,eklemelerini sizin yorumunuz bırakıyorum.Biraz zihin jimnastiği belki durağan düşüncelerimizi yerle bir edebilir…Belkide çok yanlış bir çıkarımdır…Siz siz olun yine de domuz eti yemeyin…
Can babaya haksızlık yaptım bikalem, onla bitirelim…
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Hemde çok iyi….
Ulaş Karakaya