Yüz Yıllık Tarak – Özlem Kalkan Erenus yazdı…
“Tehlikeli olan, kendinizi bir beğeni biçimine yönlendirmenizdir. … Bu tehlike, aynı şeyin bir beğeni halini alıncaya kadar tekrar edilmesidir. … İyi ya da kötü olmasının bir önemi yoktur; sonuç olarak biri için iyi olan şey, her zaman bir başkası için kötü olacaktır.”
Marcel Duchamp
Marcel Duchamp “resmi yeniden aklın hizmetine sokmak” istediği 1913-1914 yıllarında bir yandan başlıca yapıtı Büyük Cam‘ı hazırlayan çalışmalarını sürdürürken, diğer taraftan da iki tuhaf nesne oluşturur. Bunlardan ilki, bir taburenin üzerine ters olarak monte ettiği Bisiklet Tekerleği, diğeri ise bir mağazadan satın alarak Paris’teki atölyesine koyduğu Şişe Kurutucusu‘dur.
Pierre Cabanne ile 1966’da gerçekleştirdiği söyleşide, o yıllarda “henüz hazır-yapım’a yönelik bir düşünce içinde olmadığını” belirten Duchamp, bunların “sadece eğlenmek” için olduğunu, “herhangi özel bir amaç taşımadıklarını, bunları sergileme niyeti olmadığı gibi, herhangi bir şey de anlatmadıklarını” söyler. Bir araya getirilme amacı ne olursa olsun; normal koşullarda içinde bulunması beklenen ortamdan soyutlanan bisiklet tekerleği, üzerine konduğu tabureyi de soyutlamaktadır. Kendi içinde farklı bir tutarlılık taşıyan bu yeni yapıda Duchamp, tabureye bir özne yerine bir nesne oturtmakla alışılmadık bir kavramsallaştırma etkinliği başlatır.
1915 yılında New York’a gelen ve Büyük Cam’ı yapmaya başlayan Duchamp, bundan birkaç ay sonra Bisiklet Tekerleği ve Şişe Kurutucusu ile ilgili düşüncelerini yeniden gözden geçirmeye başlar. Kızkardeşi Suzanne’ye yazdığı 15 Ocak 1916 tarihli bir mektupta, Paris’teki atölyesinde bulunan bazı şeyleri buradan almasını ve şişe asacağının altına bir şeyler yazmasını ister:
“Şimdi, üst kata gittiğinde, atölyemde bisiklet tekerleğini ve bir şişe asacağı göreceksin. Ben bunları önceden tamamlanmış heykeller olarak satın almıştım. Ve şişe kurutucusu ile ilgili bir fikrim var: dinle.
Burada, New York’ta benzer tarzda bazı nesneler satın aldım ve bunlara ‘hazır-yapım’ adını verdim. (…) Bunları imzalıyorum ve üzerlerine ingilizce bir kayıt ekliyorum. Sana birkaç örnek vereyim: Büyük bir kar küreği aldım ve üzerine ‘Kol kırılması olasılığına karşı’ yazdım… Bunu romantik, empresyonist ya da kübist bir şekilde anlamak için fazla uğraşma – bununla hiçbir ilgisi yok. (…) Git ve şişe kurutucusunu al. Onu uzaktan [buradan] bir hazır-yapım yapacağım. Alttaki çemberin içine aşağıda vereceğim yazıyı, küçük harflerle yazacak ve bir fırçayla gümüş-beyaz renkte boyayacaksın ve aynı harflerle şu şekilde imzalayacaksın: Marcel Duchamp.”
Mektubun bundan sonraki sayfası kayıp olduğu için, Şişe Kurutucusu’nun altına ne yazdırmak istediğini bilmiyoruz. Yıllar sonra kendisine sorulduğunda Duchamp, bunu hatırlamadığını söyler. Bisiklet Tekerleği ve Şişe Kurutucusu, sanatçının Paris’teki terkedilmiş stüdyosu boşaltılırken kaybolmuştur. İlerleyen yıllarda replikaları yapılan Bisiklet Tekerleği 1913 yılına, Şişe Kurutucusu ise, Duchamp’ın onu Paris’teki mağazadan satın almış olduğu 1914 yılına tarihlenmekle birlikte, kavramsal olarak bu iki nesne, ancak 1916 yılında hazır-yapım olmuştur, çünkü bu tarihten önce böyle bir kategori bulunmamaktadır.
Tüm yapıtlarının yazınsal referansları olduğunu sık sık dile getiren Duchamp, “bir ressam olarak, bir başka ressamdan etkilenmek yerine, bir yazardan etkilenmenin daha iyi olduğunu hissettim” der ve bulduğu her kağıt parçasına notlar alır. Zaman zaman bu notlara hızlı eskizler de eşlik eder. Parçalar halindeki bu notlarda yer alan fikirler gerek Büyük Cam’a gerekse hazır-yapımların düşünsel zeminine kaynaklık eder. Hazır-yapımlarla ilgili kilit nokta, nesnenin seçim yöntemidir. Yeşil Kutu notlarında Duchamp,“zamanlamanın ve anındalık etkisinin” önemine dikkat çeker ve her nesnenin üzerine, bilgilendirme amacıyla “doğal olarak; tarihi, saati, dakikayı” içeren detayları kaydetmek gerektiğini belirtir.[*]
Duchamp’ın Yeşil Kutu’da yapmış olduğu tanımlamaya en uygun hazır-yapımlardan biri, 1916 tarihli metal Tarak olmalıdır. Kenarına beyaz boyayla, “Üç veya dört damla yüksekliğin yabanıllıkla hiçbir ilgisi yoktur” yazılarak, “M.D.” baş harfleriyle imzalanmış ve “17 Şubat 1916, saat 11” olarak satın alındığı tarih ve saat, tarağın üzerine kaydedilmiştir. Duchamp yıllar sonra bir söyleşisinde şöyle der: “Bir hazır-yapım olarak seçildiğinden bu yana geçen kırk sekiz yıl içinde, bu küçük demir tarak, gerçek bir hazır-yapımın özelliklerini korudu: güzellik yok, çirkinlik yok, özel olarak estetikle ilgisi yok… Tüm bu kırk sekiz yıl boyunca çalınmadı bile!”
Bu sözlerin üzerinden elli iki yıl daha geçti. Halen Philadelphia Sanat Müzesi, Çağdaş Sanatlar Bölümü 182 numaralı galeride sergilenmekte olan bu küçük tarak, Duchamp‘ın ısrarla vurguladığı “[sanatta] iyi beğeninin de, kötü beğeni kadar tehlikeli” olduğu düşüncesini tam yüz yıldır kulaklarımıza fısıldıyor.
Özlem Kalkan Erenus
[*] Marcel Duchamp ve hazır-yapımlarla ilgili ayrıntılı bir inceleme için bknz. Özlem Kalkan Erenus, Marcel Duchamp; Sanatı ve Felsefesi, Tekhne Yayınları, İstanbul, 2014