Bülent BakanKÖŞE YAZILARI

Bir milyar afro tafra! – Bülent Bakan yazdı…

Küresel miniminnacık zorbanın amazon ormanlarını ziyarete gittiği kıskanç küresel fırın etkisinin gökten dolu olarak yağdığı günlerin birinde bir milyar avrosu olanın bile kenarları Damien Hirst enstalasyonu gibi elmaslı da olsa maske takmak zorunda olması beni bir rahatlattı ki sormayın.

Yazdan sonbahara geçtiğimiz bugünlerde bu avrosu ve afra-tafrası bol arkadaşların kürenin kenarda mı çemberde mi merkez kuşakta mı olduğu belli olmayan yerine neden çok az uğradığını merak etmediğimi fark ettim. Çok da umurumda olmadığı için hiç uykum kaçmadı mesela.

Kumları gerçekten göründüğü gibi altından olsa yırttık yırttık diye hamamdan kaçıp bu sahil polisinin ilkçağdan kalma sokaklarında dolaşırdık belki de. Bu suları mercekli etekleri rüzgârlı sahil kentine Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso hiç uğramamıştır mesela. Buraya bir atölye kurmamış, seramiklerini burada fırınlamamış buralara bir hurdalık kurup da o muhteşem yontularını burada yontmamıştır. Neden simetrimizdeki güneşin sahillerinde yaşamıştır? Neden merak ettiniz mi hiç? Çünkü bu küre gerçekten her noktasıyla güzeldir onu daha güzel yapan da duvarlarıdır. Burada duvarlar boştur. Bunun nedeni de yüzlerce yıldır her türlü şekilde itilmiş kakılmış olduğumuzdandır. İtilmiş ve kakılmışların duvarlarını düşünecek hali mi vardı ki? Birileri Mesih falan beklesin dursun bize çoktan geldi ve bu rüzgârı terminalli kavunları cüce kalmış topraklarda insanlar yüzyıldır neredeyse insan gibi yaşıyor. Artık zamanı geldi deyip bu kumu altından sahil beldesine bir Çağdaş Sanatlar Müzesi kurulur mu kurulur, içine de bir Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso resmi seramiği yontusu konur mu konulur. O zaman cebinde yer olmadığı için bir milyar avrosu bankada Homo Sapiens Arşimetin oyuncağına biner de gelir mi gelir sıfırı bol döner de yer mi yer, sonra da sıfırı bol oryantalist bir bahşiş verdi mi yırttık abicim.

Kaz Dağları‘nı kazmadan yanına kazan kazan kazan dağı ile kazı kazan dağını da ulusal elmas mücevher statüsüne alıp oradaki vahşi yaşamı, saz kedisi sayısını, kızıl geyiğin kızıllığını arttırdık mı bunları sadece görebilmek bir fotoğrafını çekebilmek şatosunun duvarına boynuzu yerine fotoğrafını asabilmek için cebinde yer olmadığından bir milyar avrosu bonoda olan Homo Morgenthaus Wright Kardeşler‘in oyuncağına biner de gelir mi gelir sıfırı bol gözlemeden yer mi yer bir de bol sıfırlı ödeme yaptı mı yaşadık birader.

Ak mı Ak denizin bekâretini kaybetmemiş sahillerini terörist yapılanmaya kapattığımızda Mohikanların sonuncusu oyunbaz fok kurtulursa bu sahillerde dalmak hoplamak zıplamak için Homo Merchantus son model kurşun gülle bomba geçirmez Mars Gezegeni‘nin resmi yörünge aracına biner de gelir mi gelir sıfırı bol hımburger de yer mi yer sonra da sıfırı bol oryantalist bir fatura ödedi mi sevinçten sıçradık kanka.

İyi de biz uzuun yıllardır itilmiş ve kakılmışlar bir kez daha itilsin kakılsın diye mi yapacağız bunları. Bu ve bunun gibi binlercesini kendi çocuklarımız kendi kanımız canımız için yapmalıyız. Bu toprakları yönetenler kendi toprağını çapalayan köylüye efendi diyen kendi diktiği ağacı biz torunlarına miras bırakan kürede eşi benzeri olmayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bunu çoktan öğrenmeliydi. Güzel kürenin gerçekten çok güzel olan bu köşesini kirletmeden arsenikten sülfürü bol asitten ve benzeri her türlü politik yada apolitik korozif asidik etkiden uzak tutmak insanımız ve gelecek kuşaklarımız için olmasa olmazdır. Biz Kürenin en güzel Devrimini yaptığımız için çoktan hak ettik bunu.

CASA DELLA ARTE POVERA - Bülent Bakan yazdı... 11

İşte bu yüzden duvarlarımız, sokaklarımız, caddelerimiz, altın kumlu sahil beldelerimiz butik sanattan ve etik bilimden uzak kalmasın. Bir tüyo vereyim, ben bunu yaptım ve denizi tertemiz terası püfür püfür kürenin bu gökten de harika bir noktasını kendi eserlerimle alternatif bir müzeye çevirdim ve çocuklar orada kendiliğinden resim yapmaya başladı tatillerinde. Boş kalmasın teraslar boş kalmasın duvarlar. Aksi takdirde gerisi kalay…

Bülent Bakan

"Yazı"nın Sanat Serüveni 1 - Bülent Bakan yazdı... 2

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu