Yanlış Bulmaca – Nihal Güres yazdı…

Annemin en sevdiği şeylerden biri bulmaca çözmektir. Yaşı olgunlaşmasına rağmen hem güzelliğini hem de parlak zekasını buna borçlu.
Güzellik sanırım zeka ve iç huzuru ve beslenme ile ilintili bir şey. Annem bizim küçüklüğümüzden beri bir beslenme profesörü olduğunu iddia edebilecek kadar gelişmiş bir beslenme uzmanıdır.
Şöyle ki kendisi asla doğal olmayan şeyler dışında bir şeyi ağzına koymaz ve bize de asla yedirmez. Babam doktorasını yaparken biz çok fakirmişiz…))
Gerçekten…..
Babam maaş alıyor, bu maaşla Üsküdar ‘Sultantepe’de alınan Boğaza nazır, lebiderya deniz manzaralı evin emekli sandığı taksitleri ödeniyor. Babam habire kitaplar alıyor, yurt dışından bir sürü kitaplar geliyor, bu arada da babam etrafında mağdur durumda bulunan öğrenci,eleman vs. şahıslara ufak tefek maddi yardımlarda bulunuyor. Ve bunların üstüne üstlük evde sürekli misafirler bulunuyor, babamın arkadaşları, öğrenciler, yurt dışından hocalar… Kimi ararsan bizim evde. Ve annem prensip olarak asla hazır bir şey almaz. Her şey özenle evde pişirilir. Her şey en hakiki ama en hesaplı yerden alınır. Pastalar, börekler, çeşit çeşit mezeler….Mükellef ziyafet sofraları daha önce bunları belki de hiç görmemiş Anadolu’ dan veya Çin’ den veya Japonya’ dan gelen misafirlere takdim edilir.
Bu misafirler ki ağustos mehtabının muhteşem çıkışını izlemek üzere sabahın ilk ışıklarına kadar balkonda bekler, Boğazın eşsiz güzelliğinde kim bilir kalplerinden ne aşklar, ne beklentiler geçerken yudum yudum yaşama hazırlanırlar.
Annem bir büyücü maharetiyle bu düşük aylıkla eşsiz kreasyonlarını yaratır, sokakta geçerken insanlar durdurup giysisinin babam tarafından yurt dışından mı getirildiğini soracak kadar hünerlerini sergilerdi.
Bizim de iç çamaşırlarımıza kadar dantelalı giysiler ve ben kafamda kocaman fiyonklarla süslü bir şekilde çocukluğumu geçirdim. Saçımı süsleyen kordela ve fiyonkları genellikle kafamdan büyük boyutta olduğu için arada dengemi kaybedip yere düştüğüm de olurdu ama annem üzülmesin diye bunun kordelelardan olduğunu söylemez, uslu bir şekilde kordelalarımı donanmaya devam ederdim.
Annemin tek bir oyuncak bebeği vardı..O da Paris’ ten gelmişti.
İkinci oyuncak bebeği de ben ” kordelalı Nihal Güres ” ..Tabi o zaman soyadım GÖYÜNÇ idi.
Benden süslü tek bir şahıs vardı, o da dünya çapında tarihçi SOUREYYA FAURIQI idi. Takıları ve giyim tarzıyla beni kat kat geçerdi.Neyse çocukluğum çok güzeldi. Annemin yaptığı pastalar da harikaydı. Çilekli, muzlu, mevsimine göre..Çeşit çeşit..
O sıralarda gazinolarda da KADINLAR MATİNESİ vardı. Arada anneannemin ısrarıyla giderdik. Matinede ZEKİ MÜREN kadar ilgi çeken tek şahıs, KORDELALI bendim….
Zeki Müren ” İnleyen nağmeleri ” söylerken benim kordelalar da inim inim inleyerek müziğin nağmelerine eşlik eder, belki de o sıralar aya ayak basan Neil Armstrong ile iletişime bile geçer ve sinyal gönderirlerdi. Ben ve antenlerim…Harikaydık..))
Annem meyvelerin kabuklarını kendi yer içlerini de bize yedirirmiş. Tabi o zamanlar her şey hakiki, ilaç yok bir şey, en vitaminli yer kabuk kısmı ..İşte AYTEN GÖYÜNÇ hanımın marifetlerinden küçük bir öngörünüm….Cevizler ve bademler… Asla annemden kaçamazlar..TÜRKAN ŞORAY bile badem yediğini söyledi, artık güzelliklerine güzellik katmak isteyenler bademlere, cevizlere gereken ihtimam ve özeni göstersin..)))
Konuyu toparlayayım, bulmaca kısmına geleyim..
Annem beni sevsin diye, ben de onun yaptığı şeylerin aynısını yapmaya özen gösteriyorum ki benim beceriksizliğime bakıp hem eğlensin hem de mutlu olsun istiyorum. Annemin yanında her zaman çocuk kalmak, çocuk gibi hissedebilmek yaşamın sunduğu en büyük lezzetlerden biri.
Pazar günü şu bulmacayı azimle çözdüm. HECE bulmacası, Posta gazetesi bulmaca ekinde.Şu dizeleri buldum..
”Bu gömlek sana tutsak
Düş seninle seninle
Bir gece gelsen bana
Düş görsek güle güle..”’
Zafer edamı görmeliydiniz, sanki çok büyük bir iş başarmışım gibi..)))
Ertesi gün neyse ki bulmacanın cevabı yayınlandı, ki aslı şöyleymiş:
”Bu gömlek dikiş tutmaz
Hep söküle söküle
Bütüne gel deseler
Hep gitsek güle güle..”
Sonra kendi yaptığım komik şeyin varyasyonlarını yaptım..
”Bu gömlek sana tutsak
Oyy.. dantela dantela..
Aç fistanın ucundan
Yak bağrımı kordela”
Bunu erkek aşık söylüyor. Kız aşık da şöyle cevap veriyor:
”Bu gömlek sana tutsak
Oyyy ..bıyıklarını yiyem.
Sür sür bağrıma bağrıma
İçimi alev alev yak ağam…”
Annem benim çözülmüş bulmacaya gülmeyecek kadar kibarlık gösterdi. O annelere has bir bakış vardır ya , o bakışıyla beni aşağılamadan, ama bıyık altından gülerek beni kendine çekti ve çok çok çok öptü…”her zaman bebeğimsin, merak etme ” dedi..

Daha büyük bir ödülü de beklemiyordum doğrusu..
Şimdi ben bu konuyu okuyan dostlarıma bir çağrı yapıyorum. Pazar günü bulmacayı herkes kendine göre çözsün, önemli olan doğru olması değil, ruhları yansıtması. Sonra bunları hepsini okuyalım ve en hoşumuza gideni seçelim ve o bir hediye kazansın. Hediyeler her zaman harika olur. Düş görmemize yardım eder.
Düşlerle, sevgilerle dolu günler diliyorum dostlarıma..Her zaman sarılacak bir kucağınız olmasını dilerim…Bol kordelalı ve bademli….))))
30-09-2015 Kandilli
Nihal Güres