Olağan Şüpheliler – Cemil Biçer yazdı…
Defalarca izlediğim ve her seferinde ilk kez izlemenin heyecanını yaşadığım bir sinema şaheseridir “CASABLANCA”. Yönetmenliğini Michael Curtiz’in üstlendiği Hollywood klasikleri arasında özel bir yere sahip filmdir.
Humphrey Bogart, Ingrid Bergman, Claude Rains ve Paul Henreid gibi dönemin usta oyuncularının başrol oynadığı ‘Casablanca’, gösterime girdiği 1943 yılında En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo dallarında Oscar almıştır.
Filmin konusu II. Dünya Savaşının ilk zamanlarında geçmektedir. Çek direniş örgütünün lideri Victor Lazlow, Alman toplama kampından kaçarak Casablanca’ya gelir. Amacı Lizbon’a, oradan da ABD’ye iltica etmektir.
Fakat bütün umutları, şans eseri Casablanca’nın en meşhur gece kulübünün sahibi olan Rick’e bağlanmıştır. Rick, kaçış için gerekli olan pasaportlara sahip tek kişidir.
Öte yandan Rick’in, Victor’un yakalanması ya da ölmesi için önemli bir nedeni vardır. Victor’un karısı Ilsa, Rick’in bir zamanlar kendisini terk ettiğine inandığı ve kalbinin derinliklerine gömdüğü büyük aşkıdır.
“Bir daha çal, Sam. Eski günlerin hatırı için…Onu çal Sam. Hadi… ‘As time goes by’ı çal.” unutamadığım bir replik olarak ilk günkü tazeliği ile durur “yorgun” hafızamda.
Hele filmin final sahnesini unutmak mümkün mü? Rick’in Victor Lazlow’u yakalamaya gelen Faşist alman generalini öldürdüğü an. Olayın hemen sonrasında gelen güvenlik güçlerine Casablanca güvenliğinden sorumlu Fransız komiserin; “her zaman ki olağan şüphelileri toplayın” sözü tüm zamanlarda geçerliliğini sürdüren bir anlayışın ortak sesidir.
Sırf bu yönü ile Türkiye’nin yakın tarih darbelerinde “olağan şüpheli” gerekçesi ile tutuklanmalarım bile “Hayatımın filmi” demem içim bir gerekçe sayılır.
Cemil Biçer