Edebiyatla Müziği Buluşturan ‘Aşıklar Gece Ölür’ Ekibi İle Söyleşi
Uzun bir hazırlık süreci sonrası geçtiğimiz aylarda edebiyat ve müziğin buluştuğu özel projelerden olan “Aşıklar Gece Ölür” – Novel Soundtrack ile ilgili kitabın yazarı ve projede de etkin rol oynayan sevgili Gülşah Elikbank ve projede yer alan müzisyenlerden Ufuk Sağın, Efe Dikmen, Ferit Tunçer, Ali Başarır ve Alişan Özaydın ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Keyifli okumalar dileriz.
Oğuz Kemal Özkan / KitaptanSanattan.com
- Edebiyat ve müziği, ilk önce kahramanı müzisyen olan romanınızda buluşturdunuz ve o roman yani “Aşıklar Gece Ölür” sonrasında albüm haline geldi. Novel projesi ilk nasıl ortaya çıktı?
Gülşah Elikbank: On Air Music’in bağımsız müzisyenler için başlattığı OnAir Sahne projesinin 3.yıl kutlamasında benden etkinliklerini modere etmem istenmişti. Ben de memnuniyetle kabul etmiştim çünkü bağımsız sanat gruplarını çok önemsiyorum. O etkinliğe katılanlara da benim Aşıklar Gece Ölür romanım hediye edilmişti ve aslında her şeyi o hediye başlattı. Bir rock yıldızının öyküsünü anlattığım roman ve roman için yazdığım şarkı sözü, müzisyenlere yakın geldi ve ortaya o sözlerden bir beste yapma fikri çıktı. Bir şarkılık beste fikri sonrasında projede yer almak isteyen müzisyen sayısı arttıkça, harika bir albüm fikrine dönüştü. Aynı romandan 8 farklı beste çıkmış oldu böylece.
‘Bu işi özel kılan ruhu’
- Her şeyin çabuk hazırlandığı ve hemen tüketildiği bir dönemde 7 – 8 ay süren hazırlık ve sonrası. Uzun bir zaman dilimi. Süreçte neler yaşandı?
Gülşah Elikbank: Bahsettiğim gibi aslında proje biz müzisyenlerle arkadaş oldukça, onlar romanı okuyup içselleştirdikçe büyüdü. İşin içine dostluk, ilham, yoldaşlık girdi. Bence bu işi bu kadar özel kılan şey de ruhu zaten. Besteler tamamlanıp bana ulaştıkça, müzisyenlerin romanı ne kadar iyi anladıklarını görüp mutlu oldum ben de. Onların dünyasını anlatan bir romana gerçekten sahip çıktılar ve karakterine onlar da ses oldular. Özellikle Melis’in bu kadar sevilmesi, birçok bestenin onun için yapılmış olması yazarı olarak doğru bir kadın karakter yarattığımı hissettirdi bana.
- Projede yer alan müzisyenlere de soralım; bireysel yayımların hız kazandığı böyle bir dönemde uzun bir hazırlık sürecine dahil olmak nasıldı, süreç sizin için de uzun mu geçti?
Ufuk Sağın: Aslında bir seneye yakın bir hazırlık süreci oldu albümün. Fakat ben kendi adıma bu hazırlığın her aşamasından keyif aldığım için sanki bir anda yapmışız da bitmiş gibi geliyor.
Alişan Özaydın: Proje ilk geldiğinde çok büyük bir heyecanla romanı okumaya başladım. Romanda çok güzel duygular yakaladıktan sonra şarkıyı yapma aşamasında süre öyle aktı ki acaba yetiştirebilecek miyim diye endişelerim vardı. Fakat romanda Gülşah Elikbank birçok duyguyu o kadar güzel anlatmış ki romanı okuduktan sonra sözler ve melodi bir anda aktı.
Şarkıyı roman yaptı diyebiliriz. Sonrasında ise şarkıyı bir an önce insanlarla buluşturma isteği zamanı sanki ağırlaştırdı.
Ferit Tunçer: Bireysel işler gibi görünen çalışmaların ardında bir ekip ve eserin yada eserlerin ortaya çıkması için zaman gerekli. Zamanın göreceliği diyelim.
Ali Başarır: Müzik yayımlarını aslında tek bir türde değerlendirmek çok doğru değil, dolayısıyla herbirinin teknik dinamik ve süreçleride birbirinden biraz farklı diye düşünüyorum, örneğin çoklu soundtrack projelerinde pek çok müzisyenin kendi sound’unu üretmesi için zaten biraz zamana ihtiyaç var, öte yandan arka planda yazarın ve prodüksiyonun da tanıtım ve reklam süreçlerini ayarlayıp doğru yönetebilmesi için gene zamana ihtiyaç var, albümün resmi çıkış tarihi vesaire derken bu da açıkçası gereklilikler için haliyle biraz sabır anlamına geliyor. Bu adımları baştan tahmin ettiğim için kendi adıma süreç bana göre çok da uzun değildi, hatta beklediğim gibiydi diyebilirim.
Efe Dikmen: Bir tekli yayımlama sürecinde bile bunun hızlıca dinleyiciye ulaşması konusunda sabırsızlık hissediyorum. Bu duyduğum heyecan ile ilgili bir durum. Bu projede heyecanım çok daha büyüktü. “Gönüllü Delilik”i kısa süre içinde teslim ettim ama “Seni Sana Rağmen Seviyorum” sonradan projeye dahil olan ve hazırlık aşaması bir miktar daha uzun süren bir şarkı oldu. Açıkçası oyalanabileceğim bir kanal yaratmış olsa da yaşadığım heyecan süreci kafamda çok daha fazla uzattı diyebilirim. 🙂
- Şarkılarınız compilation bir albümde bir romana ses olmuşken neler hissettiniz, bireysel yayımlarınızdan ve solo projelerinizden duygu olarak farkı var mı?
Alişan Özaydın:Evet. Çok farklıydı. İlk defa başkalarının duygu ve hisleriyle bir şey üretmek zordu benim için. Ama “Aşıklar Gece Ölür” o kadar güzel bir roman ki bir anda kendimi içinde buldum. Romandaki duyguları an ve an yaşadım. Albümü ilk dinlediğimde de bütün roman gözlerimin önünden bir daha geçti.
Ali Başarır: Kendi parçalarımı yaparken tamamen kendi edinimlerimi baz alarak beste üretirken compilation dahilinde hikâyeden önemli bir karakteri baz alarak romandan bana geçen deneyimi ve ruh halini nota haline getirmek dışında önemli bir fark yoktu. Bu da daha derin bir empati kurmam ve irdelemem gerektiği anlamına geliyordu. Dinlerken kendime ait olan o müziğin içinde ‘Melis’ karakterinin duygularına özel bir yorum kattığımı hissediyorum. Bir hikâyenin içinde müzik imzanızın olması gerçekten güzel bir duygu.
Efe Dikmen: Var bence. Projeye duyduğum heyecanın yanı sıra romandaki his de bana çok tanıdık geldi. Sayfalarca yazılmış bir hissi farklı bir sanat dalı ile 3-4 dakika içinde anlatan 8 eser yayımlandı ve her birinin esinlendiği duygu farklı. Bu şekilde baktığımda bana muhteşem geliyor. Solo projeler daha bireysel gibi sanki.
Ufuk Sağın: Her şarkımın kendine özgü bir duygusu,hikayesi ve anlamı var benim için. Yani novel parçasını diğerlerinden tamamen soyutlayabileceğimiz bir farkı yok açıkçası. Hepsi çocuğum gibi diyebilirim. Ama böyle bir projenin içinde olmak, bir romanın hikayesini müzik ile anlatabilmek tabiî ki gurur verici.
Ferit Tunçer: Duygu olarak farklı değildi, benim için üretme süreci her zaman en heyecan duyduğum zamanlar.
“Seni Sana Rağmen Seviyorum”
- Gülşah Hanım’a dönecek olursak; albüme romanınızın ilham olması dışında, projede iki şarkı sözünüz bulunuyor ve bir şarkıda da minik bir sürpriziniz var… şeklinde biz girişi yapalım, devamını sizden dinleyelim.
Gülşah Elikbank: Evet, ilki romanın da ismini taşıyan Aşıklar Gece Ölür, zaten çıkış noktamız oldu. Bir rock yıldızını anlatıp onu meşhur eden şarkının sözlerini yazmasam hikâye eksik kalırdı sanki. Sonrasında Efe Dikmen ile sohbet ederken, arkadaşlığımız ilerledikçe ve o yeni bestelerini bana gönderdikçe, ben de ona aradığı şarkı sözü olduğunu düşündüğüm “Seni Sana Rağmen Seviyorum” şiirini gönderdim. Okur okumaz, bunun harika bir beste olacağını düşündü Efe ve gerçekten de öyle oldu. Sözleri bana ait olunca Efe, şarkıyı da birlikte söylemek istedi ama doğrusu ben o kadar cüretkâr olamadım, ona sadece vokalde eşlik ettim. Ortaya ömür boyu dinleyeceğimiz ve gurur duyacağımız o şarkı çıktı. Dinleyenlerin içinde çok sevdiği klarnet kullanma fikri de bana ait bu arada. Bazen sözleri yazarken onun melodisini de duyabiliyorum. Bu şarkı sözlerinde de öyle olmuştu.
- Şarkılar yayımlandı, dinleyicisi ile buluştu, geçtiğimiz ay lansman konseri de yapıldı. Proje şu an ne aşamada?
Gülşah Elikbank: En zorunu geride bıraktık. Şimdi keyfini sürme zamanındayız aslında. Türkiye’de eşi pek görülmemiş bir kolektif sanat projesine imza attık hep birlikte. Nerelere varacağını biz de merak ediyoruz ama şu ana kadar gelen yorumlar bizi çok cesaretlendirdi.
- Edebiyat ve müziği buluşturacağınız yeni sürprizleriniz var mı?
Gülşah Elikbank: Mutlaka, başladık bir kere. Aslında iki farklı şarkı sözümü de Novel Soundtrack da beste yapan iki müzisyen arkadaşıma daha hediye ettim. Sevgili Ufuk Sağın’a “Sadece Bir Gece” adlı sözleri, Sevgili Alişan Özaydın’a da “İyileşir mi Kalbim?” … İkisi de harika oldu ama siz dinlemek için biraz daha bekleyeceksiniz.
‘Romanlar inanılmaz bir hazine’
- Gülşah Hanım’ın edebiyatla birlikte müzik için de kattığı değerleri ve yeni projeleri öğrenmişken, müzisyenlerimize sormak istiyoruz; siz edebiyatla en azından okur olarak ilgilenir misiniz? Cevabınız evet ise kitap türü olarak özel bir tercihiniz var mı?
Ferit Tunçer: Edebiyat ve müzik kadim zamanlardan beri birbirini sürekli besleyen etkileşimi asla kopmayan sanat dallarıdır. Şarkı sözü yazarı olarak edebiyatla her zaman ilgilenmişimdir. Modern klasikler ve şiir öncelikli tercihimdir. Fantastik, bilimkurgu ve polisiye romanları da severek okuyorum.
Efe Dikmen: Edebiyatla ilgilenmek sizin de dediğiniz gibi kitap okumak olarak evet 🙂 Ama özel bir tür tercihim yok.
Ufuk Sağın: Evet ilgileniyorum. O dönemki moduma göre çok değişiyor açıkçası. Son zamanlarda kişisel gelişim kitaplarına sardım. Onun dışında tarihi kurgu romanları ilgimi çekiyor.
Ali Başarır: Edebiyatı kendimi bildim bileli çok severim. Vakit buldukça da okurum. Kitapların içinde karakterlere bürünerek o hikâyede kaybolmak ve kitaptan bir şeyler öğrenmek benim için vazgeçilmez bir keyif ve en az müzik kadar beni bu dünyadan geçici bir süre ayıran bir boyut ve ayrıca da ilham kaynağı. Macera, biyografi, bilim kurgu, fantastik, sanat tarihi, dünya klasikleri, mitoloji en çok okumayı tercih ettiğim türlerdendir.
Alişan Özaydın: Bu projenin benim için bir başka önemi de sıkıştığım ve üretim yönünden tükenmiş olduğum zamanlarda edebiyata gönül rahatlığıyla sığınabileceğimi anlamış olmam. Romanlar bu konuda inanılmaz bir hazine.
- Yanıtlarınız için teşekkür ederek, yine son bir soru yöneltmek istiyoruz:
Projenin hazırlık aşaması uzun oldu dedik ama, neredeyse haftada eskitilen şarkılara inat Novel Soundtrack çıktıktan sonra da bir hayli gündemde kaldı ve hala severek dinlendiğine eminim. Bu süreçte farklı projeler de yayımladınız veya çalışmalarınız var.
Novel’den sonra müzik kariyeriniz nasıl ilerledi bahsedebilir misiniz?
Efe Dikmen: Novel Soundtrack albümü ile ilgili güzel yorumlarla karşılaştım. Bireysel kariyerime etkisi var mıdır bilemiyorum. Ama farklı sanat dallarının iş birliği ve projeleri sayesinde dostluklar kurduğum onca insan sayesinde mutluyum. Keşke bu tip projelerin hep devamı olsa.
Alişan Özaydın: Proje sonrasında yaptığım çalışmalarda birçok beni anlayan insana ulaşma imkânım oldu. Bunu “Aşıklar Gece Ölür” albümünden sonra yayınlanmış olan “Baykuş” ta da gözlemlemiş oldum ve yeni şarkılarımı tamamlamam için bana ekstra bir motivasyon yarattı. 2023 ün ilk yarısında yayınlanmak üzere 2 şarkım için çalışmalarıma hız kazandırdı.
Ferit Tunçer: “Düşman Oldum Hayata” isimli şarkım bu projede yer aldıktan sonra On Air Music Co ile klibini de yayımladık. Gelecek bahar dinleyici ile buluşacak albümümden ilk şarkı olan “İstanbul`da Ben” ekim ayında ve “Tükenmiş Kalpler” isimli ikinci şarkımgeçtiğimiz hafta bağımsız olarak müzik platformlarında yerini aldı. Şarkıların kliplerini kendi YouTube kanalımda yayımladım. Aralık ayı ortasında albümden bir şarkı daha sizlerle olacak.
Ali Başarır: Yeni proje çalışmalarıma başlamak için Novel sonrasını bekledim, hatta Novel Soundtrack’in ilk etkinliği sonrasında çalışmalarıma başladım, planım zaten bu şekilde idi. 2023 için keyifli bir modern-klasik projesiyle OnAir Müzik etiketiyle yakında tekrar yayımda olacağım. Şimdilik bu kadarını söyleyebilirim. Detaylar için benim ve On Air Music Co. sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.
www.onairmusic.co
OnAir Sahne Sosyal Medya
MeetWeb I Instagram I Twitter I Facebook I TikTok I Linkedin